
Sen hangi taraftasın?
Son birkaç yıl içinde öğrendiğim bir şey var ki, ikisinin yan yana gelmesi pek mümkün değil. Oysa ben hayatımın büyük kısmını şükürde olduğumu sandığım bir şikayet halinde geçirdim. Muhtemelen şükür kelimesinin gerçek anlamını bilmediğimden, gerçek manada idrak edemediğimden kaynaklanıyordu bu. Bildiğimizi sandığımız bazı şeyler tam idrak edemediğimizde amacına hizmet etmiyor.
Türk Dil Kurumu'na göre şükrün kelime anlamı; Allah'a duyulan minneti, şükranı dile getirme. Mutlu bir olaydan veya yapılan bir iyilikten dolayı duyulan hoşnutluğu bildirmek olarak geçiyor.
Zannediyoruz ki şükür, anlık yaşadığımız iyi şeylerle bağlantılı sadece. Oysa çok sihirli bir kelime ve yaşadığımız her an ama istisnasız her an büyük bir şükür sebebi.
Bankada çalıştığım dönemler özellikle son yıllarım benim için epey zorlayıcıydı. İpek'in doğumundan sonraki süreçte evde küçük bir bebek, evden çok uzak bir şube ve mutsuz günler. Sürekli bir şikayet hali ama o durumdan çıkmaya da gücümün yetmeyişi. Yani tatsız bir kısır döngü. Daha çok şikayet, sonrasında daha çok mutsuzluk.
Bir karmaşanın, bir hengamenin içinde debelenirken bu sizin tek gerçeğinizmiş gibi görünür, sanki oradan bir çıkış yokmuş gibi. Gerçek böyle değildir. Gerçeği görebilmek için durmak gerekir ama girdapta savrulurken durmak da imkansız gibidir.
Ve şaşmaz bir kuraldır ki eğer siz kendi hür iradenizle buradan çıkma cesareti gösteremezseniz sistem size sebepler gönderir. Bazen bir hastalık, bazen bir kişi veya başka bir şey. Karşılaştığınız anda bunun bir felaket olduğunu düşünürsünüz. Dünya başınıza yıkılmış hissedersiniz. Bilmezsiniz ki aslında aydınlık günlerin başlangıcıdır. Benim sebebim bir şube müdürüydü. Özgüvenimin yerle bir olduğu zamanlar, kedimi çok değersiz hissettiğim, bildiğimi unuttuğum günler. Nefesimin daraldığı zamanlar.
Eğer hazırsanız her daim sizinle olan bilgeliğiniz size doğru yolu gösterir. O hep ordadır, her koşulda, her daim. Bana da doğru yolu gösterdi. Üstelik benim için doğru olan dışarıya göre, toplumsal kurallara göre, yakın çevreme göre çok yanlıştı. Bugün geldiğim noktadaysa ben düzenimi bozmama sebep olan herkese minnet duyuyorum.
Benim o sahte konforlu alanımdan beni çıkaran, yeni bir yol seçmeme sebep olan kilit kelime şükürdür. Amasız, fakatsız olanı olduğu gibi kabullenen bir şükür. Hiçbir şeyin aslında benim kontrolümde olmadığını fark ettiğim, akışa teslim olduğum bir şükür. Yaşadığımız hayat tek, tekrarı yok. Ve karşımızda tek bir yol yok. İhtiyacımız olansa iyi bir niyet, biraz cesaret, bolca teslimiyet. Sonrasında ihtiyacınız olan tüm bilgi zaten sizde ve neye ihtiyacınız varsa o karşınıza çıkmaya hazır.
10 yıl önce hiç aklıma gelmeyecek bir yerde, hiç düşünmediğim bir hayatı yaşıyorum. Bu bir günde olmadı elbet ve hiçbir şey oturup sadece niyet etmekle olmuyor. İçindeki kılavuzu dinleyerek onun dediği şekilde harekete geçerek oluyor. İyi hissi takip ederek. İyi hissetmediğin hiçbir yere ait değilsin.
Kendini şikayet ederken yakalarsan bi düşün bakalım, onun karşısında kaç tane şükür sebebin var. Ve o şikayet sebebinin sana hediyesi ne?
Comments