Bankadayken o iş dışında bir iş asla yapamayacağımı düşünürdüm. Aslında kendi zihnimde bir hapishane vardı ve dışardaki dünyadan haberim yoktu. Bu konuda yalnız da değildim üstelik. Birçok insan bunun böyle olduğunu düşünüyor. Dahası çalışma hayatı denince tek gerçekliğin 9-6 mesai yapmak, düzenli maaş almak, sigorta, yan haklar vs. olduğunu düşünüyoruz. Çünkü özellikle bizim ve bizden önceki kuşaklar için sigortalı bir işte çalışmak her şeyden önemliydi. Bazı dönem koşulları için doğru olan buydu belki de. Oysa şimdilerde çok daha farklı bir gerçeklik var.
Ben de o gerçekliği sistemin dışına çıkınca görebildim. Birbirinden çok farklı birçok şey denedim;
Network Marketing ilk denediğim ve ilk bıraktığımdı sanırım.
İçerik yazarlığı yaptım. Gelirimin sıfır olduğu bir dönemde o gün için iyi sayılacak para da kazandım. Şimdi sadece kendim için yazıyorum.
E-ticaret sitelerinin ilklerinden gittigidiyor.com'da mağaza açtık orada da dropshipping denilen stoksuz e-ticaret yaptım. Hatta Amazon'da mağaza açtık ama o iş biraz hüsranla sonuçlandı.
Anlayarak Hızlı Okuma eğitimi ve sonrasında eğitmen eğitimi aldım. Biraz ara verdikten sonra bugünlerde yine eğitimlere devam ediyorum. Burada ben de kendimi yeniliyorum. Yeni bir program öğreniyorum aynı zamanda. Henüz eğitimin yarısında olduğumuz bir öğrencimden dün akşam duyduğum "Öğretmenim okumam çok gelişti" cümlesi motivasyon kaynağım.
Gelibolu'ya geldikten sonra seramik atölyesinde çalıştım. Tamamen sıfırdan bir meslek öğrendim ve hatta öğrettim. Bugün yeniden bu işi yapmam gerekirse deneyimli olarak devam edebilirim.
Bir süre buradaki semt pazarlarında iki ayrı pazar tezgahında iki şahane kadınla çalıştım. Atölye ve pazar bedenen çok yorulduğum tecrübelerdi benim için.
Hiçbir karşılaşmanın tesadüf olmadığına inanıyorum. Tesadüf değil tevafuk olduğuna inanıyorum. Burada kooperatifi kurma süreci ve sonrası bunu daha güçlü hissetmemi sağlıyor. Kooperatifi kurduk, üstüne bir de lokanta açtık. Şimdi yine hiç bilmediğimiz bir denizde yüzmeyi öğreniyoruz. (Tevafuk, iki şeyin birbirine uygun ve denk gelmesi demektir. Hususen tesadüfe verilme ihtimali olmayan ve arkasında İlâhî bir kasıt ve iradenin varlığı hissedilen denk gelmelere tevafuk denir.)
3 Prensip Kolaylaştırıcılığı ve Koçluk eğitimleri aldım. Ben 3 yıldır danışan olarak koçluk görüşmeleri ile destek alıyorum. Özellikle 2021 sonrası attığım adımlarda aldığım hem grup hem de bireysel görüşmeleriyle aldığım desteğin etkisi büyük. Kendi başıma asla fark edemeyeceğim şeyleri fark etmeme yardım etti o görüşmeler. Kimi zaman özellikle bireysel görüşmelerden ağlayarak çıktım. Çünkü fark edilenler dumura uğratıyor insanı. Zor geliyor bazen yüzleşmek. Ama eğer yüzleşmeye gönüllüysen karanlık bir taraf aydınlığa dönüyor. Bir tıkanıklık açılıyor. Bir ferahlama geliyor.
Geçen yaz Access Bars eğitimi aldım. Tam da sitesinde yer alan ifadeyle; Access Bars, başınızda bulunan, nazikçe dokunulduğunda, sevdiğiniz bir hayatı yaratmanıza engel olan düşünceleri, fikirleri, inançları, duyguları ve kaygıları kolayca ve zahmetsizce serbest bırakan 32 noktadır. Şimdiye kadar yaptığım çalışmalarda bedeni rahatlatan, stres, kaygı, uykusuzluk gibi sorunlarda somut olarak faydasını gördüğüm, bedeni bir uygulama bu.
Bir bloğum ve bir podcast kanalım var. Deneyimlerimi, hissettiklerimi yazarak ya da anlatarak paylaşıyorum.
Son olarak da bir dijital pazarlama eğitimine başladım. Kendi kendime, el yordamıyla yaptığım şeyleri bilinçli olarak önce kendi işlerimde uygulamak ve sonrasında profesyonel olarak hizmet vermek niyetim.
Arada unuttuğum bir şeyler var mı bilmiyorum. Hepsi bana ayrı bir şey kattı o kesin. Birbiriyle harmanlayarak kendi stilimde çalışacağım alanlarım var. Birini seçmek durumunda değilim.
Eskiden bu konuda da farklı düşünürdüm. İnsan sadece tek bir şey yapmalıymış gibi gelirdi. Oysa şimdi tamamen farklı düşünüyorum. Üstelik bunların hiçbiri benim arayarak bulduğum şeyler değildi. Zaman içinde akışta karşıma çıkan, uyumlandığım ve iyi hissi takip ederek ulaştığım sonuçlardı.
Yakın zamanda konuştuğum birkaç arkadaşımda ortak aynı sorunla karşılaştım. Bir şeyler yapmak istiyorlar ama nereden başlayacaklarını ya da ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlar. Ya da bir diğer sorun aklında olan bir şey için aslında kendini yetersiz görmek, iyi bir sonuç alamayacağını düşünerek adım atmamak.
Yukarıda yazdığım maddeler benim son 5-6 yılda denediklerim. Önceden ben de bir şeye başlamak için en iyi hale gelmeyi beklerdim ki bu çoğu zaman gerçekleşmezdi. Çünkü zaten yeni başladığın bir şeyde kendini yeterince iyi olduğuna ikna edebilmen mümkün değil.
Mesela anlayarak hızlı okuma eğitimlerine ilk başladığım zamanlarda (ki kendi eğitimimi tamamladıktan sonra ders vermeye başlamam epey zaman almıştı) hem öğrenciden hem veliden aldığım geri dönüşler çok iyi olmasına rağmen ben kendimi hep başkalarıyla kıyaslıyordum ve iyi olduğuma asla ikna olamıyordum. Bu konuyu da yine terapiyle aştım. Kendi kendime muhtemelen çözemezdim. Uzun yıllarım kendimi yiyerek heba olup giderdi.
Herkesin kendine yakın hissettiği, o alanda kendini iyi hissettiği bir şey mutlaka var. Sorun ve dinleyin sadece. Mesela “Şimdiye kadar bilmediğim hangi yeteneğim, hangi özelliğim ile hem eğlenebilir hem para kazanabilirim?” ya da neyse sormak istediğiniz soruyu siz sorun cevabı gelsin. Ama her şeyden önce korkmadan adım atmaya gönüllü olun. Adım atmazsanız sonucu hiçbir zaman bilemezsiniz. Denerseniz ve istediğiniz gibi olmazsa bile yeni bir şey denemek için cesaretiniz artar.